ABD’nin Refah’a yönelik saldırıyı onaylamadığı için İsrail’e silah sevkıyatını durdurma kararı, İsrail her ne kadar “bizi etkilemez” ese de son derece ciddi sonuçlar doğurabilir. Çünkü, herkes biliyor ki, İsrail bölgedeki üstünlüğünü Amerikan silahlarına borçlu. ABD, İsrail’in en büyük silah tedarikçisi.
Biden’ın silah sevkiyatını durdurma kararı, 1982’deki ilk Lübnan savaşından bu yana ABD ile İsrail arasındaki en büyük askeri anlaşmazlık olarak değerlendiriliyor. O dönem Başkan Ronald Reagan misket bombaları ile diğer silahların İsrail’e teslimatını askıya almıştı. Bir önceki yıl da savaş uçaklarının teslimatını durdurmuştu.
Biden yönetiminin Refah’a yönelik İsrail operasyonuna neden destek vermediği ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu ancak, silah sevkıyatını durdurma kararı iki ülke ilişkilerinde niteliksel bir değişime işaret etmesi açısından çok daha önemli. Bu nedenle konuşulması gereken de işin bu yönü.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Joe Biden’ın Refah’a yönelik endişelerine kulak asması ABD’yi kızdırmış olmalı ki, Biden geçen hafta, 1800 adet 900 kglık, 1700 adet 225 kglık bombadan oluşan toplam 3 500 mühimmatın ilk teslimatını durdurdu. Biden’ın böyle bir karar alması, Gazze’de sivillerin öldürülmesinde ABD yapımı silahların da rolünün olduğunun kabul edilmesi demek aslında.
Durdurulan sevkiyatın İsrail’e ulaşmasına daha birkaç hafta vardı, dolayısıyla Refah’ta kısa süreli bir operasyonun önlenmesinde belirleyici olamadı. Ama karar, önemli silah tedarikçisi ABD’den İsrail’e ciddi bir uyarı anlamı taşıyor. Tabii ki önemsiz denemez.
ABD’nin bu kararı İsrail’i etkiler mi? İsrail’li yetkililer tersini söyleseler de, evet etkiler. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yakın tarihli bir raporuna göre, 2019-2023 yılları arasında İsrail’in başlıca konvansiyonel silah ithalatının yüzde 69’unu ABD gerçekleştirdi.ABD Dışişleri Bakanlığı İsrail’in kurulduğu 1948’den bu yana ABD, tehditlere karşı koyma, güvenlik işbirliği, ortak tatbikatlar yoluyla birlikte çalışabilirlik ile İsrail’in “niteliksel askeri üstünlüğünü” korumasına yardımcı olmaya odaklanan 130 milyar dolardan fazla ikili yardım sağlamıştır. (Bu arada şu da belirtilmeli: SIPRI verilerine göre, niceliksel olarak, ABD sadece Orta Doğu’da Suudi Arabistan, Katar ile Kuveyt’e 2019-2023 yılları arasında İsrail’den daha fazla silah sattı).
ABD ile İsrail arasında yaklaşık on yıl önce müzakere edilen askeri bir program halen yürürlükte. Eylül 2016’da dönemin başkanı Barack Obama, Netanyahu ile ABD’nin İsrail’e 10 yıl boyunca 38 milyar dolar askeri yardımda bulunmayı taahhüt ettiği bir anlaşmaya varmıştı. Buna yıllık 3.3 milyar dolarlık silah yardımı ile İsrail hava savunma sistemleri için 500 milyon dolarlık ek yardım da dahil. İsrail bu fonları 75 adet F-35 savaş uçağı sipariş etmek için kullandı; bu uçaklar radarla tespit edilemeyen, şimdiye kadar üretilmiş en gelişmiş uçaklar olarak kabul ediliyor.
ABD ayrıca 2018 mali yılından 2022 mali yılına kadar Doğrudan Ticari Satış süreci yoluyla İsrail’e 12.2 milyar dolardan fazla savunma malzemesinin kalıcı olarak ihraç edilmesine izin vermişti. Ekim ayındaki Hamas saldırılarından bu yana Biden hükümeti, önceki yetkilendirmeler kapsamında ya da boyutları nedeniyle yetkilendirme gerektirmeyen düzinelerce sevkiyatla silah tedarik ediyor İsrail’e. Başkan ayrıca acil durum yetkisine başvurarak Kongre onayını atladığı iki operasyon daha duyurdu. Aralık ayında Beyaz Saray İsrail’e 106,5 milyon dolar değerinde yaklaşık 14.000 adet tank mühimmatı, ekipmanı ile 147,5 milyon dolar değerinde 155 milimetre kalibrelik top mermisi satışını onayladı.
Yani ABD gerçekten silah sevkıyatını durdurma kararını uzatırsa İsrail bundan hayli zarar görür. Ama Biden, silah sevkıyatı dursa bile ABD’nin İsrail’e savunma silahları tedarik etmeye devam edeceğini açıkladı biliyorsunuz. “İsrail’in Demir Kubbe ile son zamanlarda Orta Doğu’da meydana gelen saldırılara karşılık verme kabiliyeti açısından güvende olduğundan emin olmaya devam edeceğiz” demişti Biden.
O zaman ne oluyor, aslında İsrail’i zor durumda bırakacak sevkıyat durdurma kararı diğer silahların tedarikiyle delinmiş oluyor.
Yani ABD aslında bir şeylerin sevkiyatını durdururken bir şeylerin sevkıyatını da sürdürüyor. Sonuçta ABD, üzerinde etkili olacak bir tutumu İsrail’e karşı doğru dürüst alamıyor.